Bu ayet Hafs Mushafı sırasına göre baştan 2674, sondan 3563. ayet; 23. sure ve bu surenin 1. ayetidir. Bu ayetin kelime sayisi 3, harf sayısı 14 ve toplam ebced değeri ise 446 olarak hesaplanmıştır.
Mü’minler, gerçekten kurtuluşa ermişlerdir.
Bu bölümdeki on bir âyette İslâm’ın ibadet ve ahlâk alanlarında vazgeçilmez saydığı ilkelerin yanı sıra mümin kavramının içeriği özetlenmekte, kadın olsun erkek olsun “Ben müminim, müslümanım” diyen her insanın, bu ifadesinin anlamlı hale gelebilmesi için kendisinden beklenen yaşama modeli ortaya konmaktadır. Sûrenin ileriki âyetlerinde âhireti inkâr edenlerin iddiaları geniş olarak ortaya konup bunların eleştirildiği dikkate alındığında buradaki “kurtuluş”un öncelikle âhiret kurtuluşu ve esenliği olduğu anlaşılır. Nitekim 11. âyet ile yukarıda sûrenin fazileti dolayısıyla aktardığımız hadisteki “... Kim bu âyetlerin gereğini yaparsa cennete girecektir” ifadesi de bunu göstermektedir. Ayrıca doğru inanç ve düzgün yaşayışın sadece âhiret için değil aynı zamanda dünya mutluluğu ve esenliği için de gerekli olduğunu gerek naklî deliller gerekse insanlığın tecrübesi gösterdiğine göre bu âyetlerin dünyadaki kurtuluşun bir reçetesini verdiği de muhakkaktır.
Müminler elbette kurtulmuş (olacak)tır.
Müminler kesinlikle kurtuluşa ermiştir.[350]
[350] Müminûn sûresi hakkında genel bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XIII, 175.
Mü'minler gerçekten kurtuluşa ermişlerdir.
Kesinlikle ve elbette felaha (gerçek kurtuluşa ve mutluluğa) ermiştir (ve erecektir, samimi) mü’minler (ki, şu özellikleri taşıyan kimselerdir) :
Gerçekten de kurtulmuşlardır, muratlarına ermişlerdir inananlar.
Kesin olan şudur ki, inananlar mutlaka kurtuluşa ereceklerdir.
Sûre mü’minlerin imanlarının gereği olan emirleri yerine getirmeleri durumunda hak kazanacak-ları cennet güzelliklerinden müjdelerle başlar ve devamla insanlığın yaratılışı, yeryüzü ve gökyüzü nimetlerini sergilerken ilâhî davete çağrı yapılır. Daha sonra önceki rasûllerin kavimleri ve akıbetleri hakkında tekrar hatırlatmalar yapılarak hem Allah Rasûlünü teselli eder, hem de bakın bu da aynı Allah’ın indirdiği diğer se-mâvî dinler gibi bir din ama siz yine karşı çıkıyorsunuz mesajı verilir.Rasûllerin kıssaları anlatıldıktan sonra şu temel bir ilke olarak ortaya konur. Bazı kişilerin dünya-da güçlü, zengin ve refah içinde olmaları o kişilerin Allah’ın sevdiği kişiler olduğu anlamına gelmediği gibi bazılarının da yoksul ve güçsüz olmaları ve başlarına felaketlerin gelmesi o kişilerin Allah’ın sevmediği kişiler olduğu anlamına gelmediği de anlatılarak gerçek ölçünün iman ve küfür olduğu bildirilmiş olur.
Şuurlu ve kâmil mü'minler, ebedî nimetlerle mutluluğa ermişlerdir.
Mü'minler muhakkak kurtuluşa ermişlerdir.
Mü'minler gerçekten felah bulmuştur;
Muhakkak müminler zafer bulmuştur.
Şüphesiz, müminler kurtulmuşlardır.
1,2,3,4,5,6. Namazlarında gönülleri titreyen; boş işlerden kaçınan; zekât veren; eşleriyle, odalıkları olmadıkça, utanç yerlerin koruyanlar; inanlılar kurtulurlar, bunlar ayıplanmazlar
Hakiki mü'minler, gerçekten kurtuluşa ereceklerdir.
Müminler saadete ermişlerdir.
Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir;
İnananlar başarıya ulaşmışlardır.
Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir,
Hakikat felâh buldu o mü'minler
Mü'minler muhakkak felah bulmuşdur (korkduklarından emîn, umduklarına nail olmuşlardır).
Mü'minûn (o mü'minler) muhakkak kurtuluşa ermiştir.
İnananlar kurtulmuşlardır.
Mü/minler muhakkak umduklarına ermişlerdir.
[1] Mekke'de nâzil olmuş, 119 veya 118 âyettir.
Müminler gerçekten kurtuluşa ermiştir.
(Mekke’de nazil olmuştur ve 118 ayettir. Özellikle ilk ayetlerinde kurtuluşa eren müminlerin ibadetlerinden, ahlâki yaşayışlarından ve nail olacakları uhrevî nimetlerden bahsedildiği için sure “el-Mü’minûn” adını almıştır. Nitekim Abdullah b. Abbas’tan rivayet edilen bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.a), bu ayetlerin inişinden sonra, “Bana on ayet indi ki durumu bunlara uyan kimse mutlaka cennete gidecektir” buyurmuş ve bu surenin ilk on ayetini okumuştur.)
Müjdeler olsun: İnananlar, dünyada da âhirette de kesinlikle kurtuluşa ermişlerdir!
Mekke döneminin sonlarında indirilmiştir. Adını, müminlerde bulunması gereken özelliklerin anlatıldığı ilk ayetlerden almıştır. 118 ayettir.
MÜ’MİNLER gerçekten kurtuluşa erdi.
Mü’minler gerçekten umdukları hayra1 ulaşmıştır.2
1 Felah: Arzu edilen şeye ulaşmak veya sonsuz hayır, İflah; sonsuz hayra, cennete ulaşmak (yani bizim ta'birimizle felâh bulmak ma'nâsına da gelir) demektir. 2 Ömer (r.a)’den: “Bir gün Rasûlüllah’a vahiy indi, bir saat bekledik, açılınca kıbleye dönüp ellerini kaldırdı, dua etti, sonra da: ‘Bana on âyet indirildi; bunları yerine getiren cennete girecektir.’ dedi ve Mü’minûn sûresinin ilk on âyetini okudu.” (Tirmizî, Neseî)
KESİN OLAN ŞUDUR Kİ, inananlar kurtuluşa erişeceklerdir:
Müminler, gerçekten kurtuluşa ermiştir. 5/119, 7/8, 57/12, 64/9
DOĞRUSU,[2887] gereği gibi inananlar[2888] gerçek kurtuluşa erecekler:[2889]
[2887] Mazi fiilin başında gelen kad, ya bir beklentiye cevap ya da haksız bir ithamı red içindir.
[2888] el-Mu’minûndaki belirlilik, anlama “gereği gibi” ifadesiyle yansıtılmıştır.
[2889] Lafzen: “kurtuluşa ermişlerdir”. Kur’an’da örneğine çokça rastlanan dil kuralına göre gerçekleşmesi kesin olan bir olay hakkında, muhatabın inancını pekiştirmek için, geçmiş zaman kipi kullanılır. Sûrenin ilk âyeti “inananlar kurtuluşa erecekler” derken, sondan bir önceki 117. âyeti “inkârda ısrar edenler asla kurtuluşa eremeyecekler” der.
Muhakkak ki, mü'minler felâha ermişlerdir.
Muhakkak ki müminler, mutluluk ve başarıya erdiler.
Felaha ulaştı o mü'minler.
Müminler(İnanıp güvenenler)umduklarına kavuşacaklardır.
Müminler, kurtuluşa ermiştir.
Mü'minler gerçekten kurtuluşa ermişlerdir.
Hiç kuşku yok, kurtulmuştur müminler.
bayıķ ķurtıldı mü’minler.
Taḥḳīḳ dünyā ve āḫiret ḫayrına yitişdi mü’minler.
Həqiqətən, mö’minlər nicat tapmışlar! (Cənnətə nail olmaqla mətləblərinə çatıb əbədi səadətə qovuşmuşlar!)
Successful indeed are the believers
The believers must (eventually) win through,-(2865)*
2865 Aflaha: win through, prosper, succeed, achieve their aims or obtain salvation from sorrow and all evil. This verse connects on with verses 10 and 11 below. The success or victory may come in this world, but is certain and lasting in the world to come.