Bu ayet Hafs Mushafı sırasına göre baştan 1902, sondan 4335. ayet; 16. sure ve bu surenin 1. ayetidir. Bu ayetin kelime sayisi 9, harf sayısı 42 ve toplam ebced değeri ise 3143 olarak hesaplanmıştır.
اتى امر الله فلا تستعجلوه سبحانه وتعالى عما يشركون
اتىامراللهفلاتستعجلوهسبحانهوتعالىعمايشركون
Etâ emru(A)llâhi felâ testa’cilûh(u)(c) subhânehu vete’âlâ ‘ammâ yuşrikûn(e)
Allah’ın emri gelecektir. Artık onun acele gelmesini istemeyin. Allah, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır, yücedir.
Sözlükte emir kelimesi hem “buyruk, hüküm, yasa, yönetim” hem de “iş, olgu, olay” anlamına gelir. Burada hangi anlamda kullanıldığı ve ne kastedildiği konusunda değişik açıklamalar yapılmıştır. Taberî, ilk anlamına göre Allah’ın farzlarının ve hükümlerinin, ikincisine göre de kıyamet olayının ve inkârcıların hak ettikleri azap vaktinin kastedildiğine dair iki görüş aktardıktan sonra kendi tercihini şöyle açıklamaktadır: “Âyet, Allah ve resulünü inkâr edenlere karşı Allah tarafından bir tehdittir; onlara cezalandırılacakları, yıkıma (helâk) uğrayacakları vaktin yaklaştığına dair bir duyurudur. Nitekim devamında gelen ‘Allah onların ortak koştuklarından uzaktır ve yücedir’ şeklindeki ifadeden de bu (muhatabın inkârcılar olduğu) anlaşılıyor” (XIV, 75-76).
Bir yoruma göre Mekke’de müşriklerin inkârcı ve baskıcı tutumlarından bıkan müslümanlar, onların bir an önce hak ettikleri cezaya çarptırılmalarını yahut sonlarının gelmesini istiyorlardı; âyette müslümanların beklentilerinin muhakkak gerçekleşeceği bildirilmektedir. Daha çok benimsenen diğer bir yoruma göre ise putperestler, “Şayet gerçekten doğru söylüyorsanız, bu tehdit hani ne zaman gerçekleşecek!” (Yâsîn
36:48); “Allahım! Eğer bu kitap senin katından gelmiş bir hakikatse gökten üzerimize taş yağdır veya bize acı veren bir azap gönder!” (Enfâl
8:32) gibi alay kabilinden sözlerle, yapılan uyarıları ciddiye almadıklarını, bu uyarılara aldırış etmedikleri takdirde sonlarının geleceğine, dünyada ve âhirette cezalandırılacaklarına en küçük bir ihtimal vermediklerini ima ediyorlardı. Âyet buna bir cevap teşkil etmektedir. Aslında o sırada henüz inkârcılar için bir ceza ve yıkım gerçekleşmediği halde âyette geçmiş zaman kullanılmasının sebebi, bu haberde, “Bir şeyin olacağını Allah bildirmişse artık o olmuş demektir” anlamında bir kesinlik bulunmasıdır (Kurtubî, X, 70). Şu halde metindeki “gelmiştir” anlamındaki kelimeyi “gelmiş bilin” şeklinde anlamak gerekir.
Allah’ın emri gelmiştir. Onu istemekte acele etmeyin! (Allah) onların ortak koştuklarından yüce ve uzaktır.
Allah'ın emri gelmiştir. Artık onu istemekte acele etmeyiniz! Allah, onların koştukları ortaklardan uzaktır, yücedir.[265]
[265] Nahl sûresi hakkında genel bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, X, 426.
Allah'ın emri geldi. Artık onda acele etmeyin. O, onların şirk koştukları şeylerden münezzehtir ve yücedir.
Allah'ın emri gelmiştir, (İslam Dini kemale erdirilmiştir; hem kâfir zalimlere hem de mü’min mücahitlere va’ad olunan şeyler yaklaşıvermektedir.) Artık onda acele etmeyin (gerçekleşmesini hemen istemeyin). O (Allah), şirk koştukları şeylerden münezzeh ve beridir.
Allah'ın emri gelip çatmada, sakın hemencecik gelmesini istemeyin. O, müşriklerin şirk koştuklarından münezzehtir ve yücedir.
Allah'ın emri mutlaka yerine gelecektir. Öyleyse onun, hemencecik gelmesini istemeyin. O, sınırsız güç ve kuvvetiyle, insanların tanrısal nitelikler yakıştırdıkları herkesten ve herşeyden üstündür ve yücedir.
Sûre dikkatleri herşeye gücü yeten tek Allah’ın kudretine çekmeyi hedef alır ve şirki reddeder. Hakka düşmanlığın, hakka karşı çıkmanın ve O’nu reddetmenin sonuçları belirtilir. Sûrede kâfirlerin itirazlarına cevaplar verilmekte, iddiaları çürütülmekte, her türlü şüpheleri ortadan kaldırılmaktadır. Ayrıca Hz. Peygambere ve arkadaş-larına kâfirlerin düşmanlığına ve işkencelerine nasıl bir tavır takınılması gerektiği belirtilerek bu konuda müslüman-lar teselli edilmektedir. 68. ayetinde bal arısından bahsedildiği için bu isim verilmiştir.
Allah'ın planı, Peygamberine yardımı, kâfirlere tehdidi gerçekleşiyor. Sakın bunları acele istemeyin. Allah onların, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında kendisine ortak koştukları şeylerden münezzeh ve yücedir.
Allah'ın emri geldi, artık onu acele istemeyin. Allah onların ortak koştuklarından münezzeh ve yücedir.
1.İbnu Merdeviye`nin Abdullah bin Abbas (r.a.)`tan rivayet ettiğine göre: "Allah`ın emri geldi" diye buyurulunca Resulullah (a.s.)`ın ashabı korkuya ve dehşete kapıldı. Bunun ardından: "Artık onu acele ile istemeyin" diye buyuruldu ve sustular.
Allah'ın emri geldi, artık onda acele etmeyin. O (Allah), şirk koştukları şeylerden münezzeh ve yücedir.
Allah'ın emri geldi (müminlerin zaferi, müşriklerin de felâket vakti gelmek üzeredir), sakın onu acele edip istemeyiniz. Allah, o müşriklerin koştukları ortaklardan münezzehtir, çok yücedir.
Allah’ın emri gelmiştir. Artık onu acele istemeyin. Allah, onların O’na eş koştuklarından çok yüce ve münezzehtir.
Allahın emri geldi, onu ivetlemeyin, o kutsaldır, o yücedir eş koşulan bir şeyden
Allah'ın (kıyamet ve azapla ilgili) emri mutlaka gelip çatacaktır. Artık onun gelmesini çabuklaştırmak istemeyin! Allah, müşriklerin koştuğu ortaklardan uzaktır, yücedir.
Bkz.
21:1,
54:1Ayetin başında, “geldi” anlamındaki “etâ” fiilinin dili geçmiş zaman olmasının rağmen: “kesin gelecek, gelmesinde hiç şüphe yoktur” anlamındadır.
Allah'ın buyruğu gelecektir; acele gelmesini istemeyin, Allah, ortak koştukları şeylerden münezzehtir, yücedir.
Allah'ın emri gelmiştir. Artık onu istemekte acele etmeyin. Allah, onların koştukları ortaklardan uzak ve yücedir.
ALLAH'ın emri gelmiş bulunuyor, öyleyse acele etme. Onların ortak koştuklarından uzaktır, yücedir.
Herşey önceden kaydedilmiş bulunuyor (
57:22).
Allah'ın emri geldi, sakın onu acele edip istemeyiniz. Allah, müşriklerin koştukları ortaklardan münezzeh ve yücedir.
Allahın emri geldi, sakın onu isti'cal etmeyin, o sübhan onların şirklerinden münezzeh, yüksek çok yüksek
Allahın emri geldi. Artık onu vaktından evvel istemeyin. O, onların (müşriklerin) eş tutmakda oldukları şeylerden münezzehdir, yücedir.
Allah'ın emri (kıyâmet) geldi; sakın onu acele istemeyin! (Allah, o müşriklerin)ortak koşmakta oldukları şeylerden pek münezzeh ve çok yücedir.
Allah’ın emri mutlaka gelecektir. O’nu acele ederek istemeyin. Bütün noksanlıklardan uzak olan Allah, onların kendisine ortak koştukları şeylerin hepsinden yücedir.
Tanrı/nın fermanı geldi, onu vakti gelmeden evvel acele istemeyin [⁵], Allah onların şerik koşmalarından münezzehtir. Kadri yücedir.
[4] Sure-i Celile Mekke'de nazil olmuş (128) âyettir.[5] Acele ederek niçin İslâm galip gelmiyor, küffar azalmıyor demeyin.
Allah'ın emri (vaat edilen azap) geldi, artık onu acele istemeyin. O (Allah), şirk koştukları şeylerden münezzeh ve yücedir.
(Mekke’de nazil olmuştur ve 128 ayettir. 68. ayette bal arısından söz edildiği için sureye bu ad verilmiştir.)
Ey müşrikler! Başınıza gelecek azâba karşı sizi uyaran Elçiye ısrarla ve inatla karşı gelerek ona küstahça meydan okuyuşunuzdan dolayı, Allah’ınazap emri gelmiştir. Şöyle ki; artık tebliğ ve uyarı dönemi bitmiş, Müslümanların bir toplum oluşturarak küfre karşı savaşmalarının zamanı gelmiştir. Bundan böyle karşınızda, baskı ve işkencelerinizi sineye çeken, size tatlı tatlı öğüt veren dâvetçiler değil, zulüm ve haksızlıklara kılıçla karşı koyarak Allah yolunda savaşan mücahitler göreceksiniz! İşte bundan dolayı, bütün Müslümanların Medîne’ye hicret etmesi ve kâfirlere Allah’ın azâbını tattıracak İslâm ordularının kurulması için Allah’tan emir gelmiştir! Artık sizi hangi felâketlerin beklediğini, pek yakında göreceksiniz! O hâlde, onun çabucak gelmesi için sabırsızlanmayın! Şunu da iyi bilin ki, müşriklere vaadedilen azâbın —ilâhî hikmet uyarınca— henüz gelmemiş olması, sahip oldukları inanç sisteminin Allah tarafından onaylandığı anlamına gelmez. Tam aksine, Allah onların düşünce ve anlayışlarının bozukluğundan kaynaklanan şirkin her şeklinden ve her türünden münezzehtir; itaat edilecek mutlak otorite kabul ederek Allah’a ortak koştukları her şeyin üzerinde ve ötesindedir, çok yücedir!
Mekke döneminin sonlarında, Hz. Peygamber’in Medîne’ye hicretinden kısa bir süre önce indirilmiştir. Nahl, balarısı demektir. Bu adı, Allah’ın yönlendirmesiyle insan için hârika bir gıda üreten balarısından söz eden 68-69. ayetlerden almıştır. 128 ayettir.
Allah’ın emri geldi; onu acele istemeyin!
O, sübhandır; şirk koşacakları şeylerden uzaktır / çok yücedir.
Allah’ın (kâfirlere helâk) emri (O ne zaman dilerse o zaman) gelir, 1 onu (beklemekte) acele etmeyin.2 Allah onların kendisine ortak koştukları şeylerden çok uzak ve pek yücedir.
1 Burada (أَتَى) fiilinin di’li geçmiş zaman olmasına rağmen geniş zaman olarak tercümesi daha uygundur. (Kurtubî) Burada “emir”den murad, kâfirlere vadedilen azap veya kıyamettir. Fakat bu durumda “geldi” demenin, “gelmek üzeredir, gelmektedir, gelir” manasına mecaz olması daha uygundur. Zira devamında (لَا تَسْتَعْجِلُوهُ) (acele etmeyin) buyurulması da buna karine olur. Zira o emir (azap veya kıyamet emri) gelmiş olsa idi acele etmek muhal olurdu. (Elmalılı)2 Âyetin bu bölümü: “Allah’ın (ibâdet ve yaşayışınızla ilgili) emri geliyor, onu (beklemekte) acele etmeyin (her emrin zamanını en iyi O bilir.)” şeklinde de tercüme edilebilir.
ALLAH'IN buyruğu [mutlaka] yerine gelecektir: öyleyse artık onun tez gelmesini istemeyin! 1 O, sınırsız kudret ve kemaliyle, insanların tanrısal nitelikler yakıştırarak kendisine ortak koştukları her şeyden, herkesten üstündür, yücedir!
Allah’ın emri gelmiştir, artık onun acele gelmesini istemenize gerek yok.1 Allah onların koştukları bütün şirklerden münezzehtir ve çok yücedir.2, 19/24, 11/101, 16/33, 40/78, 26/78-100, 9/31, 16/3, 30/40, 59/23
Allah’ın emri geldi[2080] (bilin); onun çabuk gelmesini istemenize gerek yok ki![2081] Yüceler yücesi olan O, onların şirk koştukları her şeyin ötesinde aşkın ve eşsizdir.[2082]
[2080] Etâ ve câe fiilleri çoğunlukla “geldi” şeklinde çevrilir. el-Askeri’nin Furûk’una almadığı bu iki madde arasındaki farka dair bir açıklama şudur: etâ bu âyette olduğu gibi genellikle söz ve zaman türü soyut gelişi, câe
12:18, 72’de olduğu gibi somut ve fizikî gelişi ifade eder (İtkân II, 307). Ne var ki câe ile gelen
19:43 ve
89:23 ve etâ ile gelen
28:30 gibi âyetler (ki başka örnekler de var) bu kurala uymamaktadır. Bu durumda önümüzde iki seçenek var: Ya bu kuralın isabetli olmadığı sonucuna varacağız, ya da kural dışı örnekleri kuralın istisnası sayacağız. (Mesela
19:43’te ikisi de “hakikatin bilgisine” atıfla kullanılır).
[2081] Çeviriye “ki” vurgusunu katan, ikinci cümlenin başındaki fâdır. İronik bir îmâyı içinde barındıran bu ibare, iki şekilde anlaşılabilir: 1) Tehdit edildikleri Hesap Günü’nün çabuk gelmesini isteyen kimselere bir uyarı olarak anlaşılabilir (Krş:
11:8;
21:1, 37;
27:46;
29:53;
42:18). Hem bu âyetin şirke dikkat çekerek bitmesi, hem de bu âyetin açıklaması mahiyetindeki 33. âyet bu şıkkı destekler. 2) Müslümanların yardım beklentilerine ve Allah Rasûlü’nün hicret talebine cevap olarak anlaşılabilir. Risaletin 11. yılına tarihlendirdiğimiz bu surenin nüzul ortamı ise bu şıkkı destekler. Zira bu âyetlerin indiği dönem, tam da hicret yurdu arayışlarının yoğunlaştığı ve Yesriblilerle görüşmelerin yapıldığı (I. ve II. Akabe) tarihe rastlamaktadır.
[2082] Çoğunluk bu cümleyi bir üsttekinin devamı olarak görüp, yuşrikûn fiilini üçüncü çoğul kipiyle tuşrikûn şeklinde okumuşlardır. Bu durumda anlam “..sizin şirk koştuğunuz her şeyin..” olur.
Allah Teâlâ'nın emri geldi, artık onu acele istemeyiniz. (Hak Teâlâ) Onların şerik koştukları şeylerden münezzehtir ve çok yücedir.
Allah'ın emri ha geldi ha gelecek! Artık onun gelmesini çabuklaştırmak istemeyin. Allah müşriklerin koştuğu ortaklardan münezzehtir, yücedir. [21, 1; 54, 1]
Allah'ın emri geldi, artık onu acele istemeyin. Allah, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır, yücedir.
Allah’ın emri gelecektir; acele etmeyin. Allah, onların ortak saydıkları şeylerden uzak ve yücedir.
Allah'ın emri geldi. Onu acele istemeyin. Allah, onların koştukları ortaklardan uzak ve çok yücedir.
Allah'ın emri gelmiştir; artık onun çabuklaştırılmasını istemeyin. O, müşriklerin kendisine ortak koştukları şeylerden münezzeh ve yücedir.
Allah'ın emri geldi. Onunla yüz yüze gelmekte acele etmeyin. Tüm varlığın tespih ettiğidir o Allah. Arınmıştır onların şirk koştuklarından.
[136b] geldi Tañrı buyruġı ya'nį yaķın oldı ķıyāmet pes ivdürmek istemeñ andan. aralıġı anuñ daħı yüce oldı andan kim ortaķ eylerler.
Tañrı Ta‘ālā buyruġı geldi. Pes anı tizletmeñüz. Münezzehdür Tañrı Ta‘ālāve yücedür anlar şirk getürdüklerinden.
Allahın (mö’minlərin zəfər çalacağı, müşriklərin və kafirlərin məhv olacağı barəsindəki) əmri mütləq gələcəkdir. Buna görə də onu tələm-tələsik (vaxtından əvvəl) istəməyin. Allah Ona şərik qoşulan bütlərdən pak və ucadır. (Allah hər şeyin fövqündədir. Onun heç bir şəriki yoxdur!)
The commandment of Allah will come to pass, so seek not ye to hasten it. Glorified and Exalted be He above all that they associate (with Him).
(Inevitable) cometh (to pass) the Command of Allah.(2019) seek ye not then to hasten it: Glory to Him, and far is He above having the partners they ascribe unto Him!*
2019 This is an answer to the taunt of the Pagans, who said: "If there is a god, the One True God, as you say, with unified control, why does He not punish the wrongdoers at once?" The answer is: "The decree of Allah will inevitably come to pass; it will come soon enough; when it comes, you will wish it were delayed; how foolish of you to wish even to cut off your last hope of forgiveness?"