Bu ayet Hafs Mushafı sırasına göre baştan 4631, sondan 1606. ayet; 50. sure ve bu surenin 1. ayetidir. Bu ayetin kelime sayisi 3, harf sayısı 14 ve toplam ebced değeri ise 576 olarak hesaplanmıştır. Bu sure ق hurufu mukatta harfleriyle başlamaktadır. Bu ayette ق (2) bulunuyor.
Kâf(c) velkur-âni-lmecîd(i)
1,2. Kâf.[501] Şerefli Kur’ân’a andolsun ki kâfirler, aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve şöyle dediler: “Bu tuhaf bir şeydir!”
Bu harf ile ilgili olarak Bakara sûresinin ilk âyetinin dipnotuna bakınız.
Hz. Peygamber’in Kur’an (vahiy) yoluyla alıp tebliğ ettiği inanç esasları içinde en önemlileri; bir tek Allah’a kulluk (tevhid), peygamberliğe iman (nübüvvet), öldükten sonra dirilmeye ve ondan sonraki ebedî hayata (âhiret) inanmaktadır. Müşriklerin yeniden dirilişi inkâr etmeleri üzerine onları ikna etmek maksadıyla Allah’ın ilmine, kudretine dikkat çekilmekte; insanlar ilk yaratılış ile çevrelerinde olup bitenlere, içinde yüzdükleri nimetlere bakarak yeniden yaratma ve diriltmenin mümkün olduğu konusunda düşünmeye teşvik edilmektedir. Müşriklerin hep tekrarladıkları bir şüpheleri vardır: “Çürüyüp dağılmış, başka maddelere dönüşmüş bedene can vermek nasıl mümkün olabilir?” Kur’an’ın bu şüpheye karşı ileri sürdüğü delilin iki önemli unsuru vardır: 1. Her şeyi yok iken var eden Allah yeniden var etmeye elbette kadirdir. 2. Ölen insanda neyin kaldığını, neyin eksildiğini, nelerin başka maddelere dönüştüğünü Allah eksiksiz olarak bilmektedir; bunların benzerini yaratmak ve ruhu bu bedene iade etmek O’nun için zor değildir.
774 yılında (1372) vefat eden tarihçi ve tefsirci İbn Kesîr 1. âyetin tefsirinde “Kâf”ı açıklarken, gelenekte ilim, tenkit ve aklın ne ölçülerde kullanıldığını gösteren şu önemli tesbit ve görüşleri ortaya koymuştur: “Eskilerden (selef) bazıları –Arap alfabesinden bir harf olan– Kâf’ın bir dağ olduğunu ve bütün dünyayı kuşattığını... ifade etmişlerdir. Sanırım bu da, Ehl-i kitap’tan bazı şeylerin alınıp nakledilebileceği görüşüne dayalı olarak İsrâiloğulları’ndan (İsrâiliyat’tan) alınmıştır. Bana göre bu gibi sözler, onların zındıkları tarafından, insanların din konusundaki bilgi ve inançlarını bozmak için uydurulmuştur. Bizim ümmetimizde bile bu kadar büyük din âlimleri, önderleri, hadis uzmanları bulunduğu ve aradan da fazla zaman geçmediği halde Peygamberimiz adına hadis uydurulduğuna göre –peygamberlerinden sonra bu kadar zamanın gelip geçtiği, âlimlerinin kitabı tahrif ettiği ve fâsıklığa saptığı bilinen– İsrâiloğulları’nda bu gibi hurafelerin uydurulup yayılması tabiidir. İsrâiloğulları’ndan bazı şeylerin nakledilebileceğini söyleyen rivayet, aklın câiz gördüğü haber ve bilgilerle sınırlıdır. Akıl yönünden imkânsız ve asılsız olduğu açık olan, yalan olduğu konusunda kuvvetli kanaat bulunan hurafeler bu cevaz (nakledilmesi câiz görülen haberler ve bilgiler) sınırı içine girmez” (VI, 395).
[Kâf.] Yüce Kur’an’a yemin olsun.
Mukatta‘a harfleri hakkında bilgi için bkz. Bakara
2:1, dipnot 1.
Kâf. Şerefli Kur'ân'a andolsun.[579]
[579] Kâf sûresi hakkında genel bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XVIII, 201.
Kâf. Mecîd¹ Kur'an'a ant olsun.
Kaf. 'Şerefli ve üstün' Kur'an'a andolsun ki;
Kaaf, andolsun büyük ve şerefli Kur'an'a.
Kaaf, bir rivâyete göre Tanrı adlarındandır, dünyayı çepeçevre kuşatan dağın adıdır diyenler de vardır.
Kâf. Andolsun şanlı, şerefli Kur'ân'a.
Bu sûre de öldükten sonraki dirilme ve haşre önem verir. Bu gerçekleri kesin ve parlak delillerle ele alır. İçerisindeki teşvik ve korkutma unsurlarıyla ruhları hayrete düşürür. Allah’ın yüce kudretine kevnî ayetlerle dikkat çeken sûre geçmiş toplumlardan Nuh kavmi, Ress halkı ve Semud’un da yalanlayıp ne hale geldiklerinden bahsederek sûra üfürülecek günün dehşetini haber vererek sona erer.
Kaf. Keremi, bereketi, şerefi ve ulviyeti olan Kur'ân'a andolsun. (Mutlaka diriltileceksiniz.)
Kaf. Şerefli Kur'an'a yemin olsun,
Kaf. 'Şerefli üstün' Kur'an'a andolsun.
Kaf. Şanlı Kur'an hakkı için:
Kaf… Şanı yüce Kur’ana andolsun ki (o, üstün bir kitaptır.)
1,2. Kaf, ünlü, sanlı Kur'ana ant, olabilir kendi içlerinden onlara, bir kocunduran gelmesine şaşıyorlar, küfredenler dediler ki: «Bu nice bir iştir?
Kâf. Şanlı ve şerefli Kur'an'a andolsun ki, (sen bir uyarıcısın).
“Kâf” harfi ile ilgili
2:1 dipnotuna bakabilirsiniz.
Kaf. Şanlı Kuran'a and olsun.
Kaf. Şerefli Kur'an'a andolsun.
Q, şanlı Kuran'a andolsun
Kâf. Şanlı ve şerefli Kur'an'a andolsun ki,
Kaf ve Kur'ani mecîd hakkı için
Kaaf, o çok şerefli Kur'ana yemîn ederim ki (Mekke kâfirleri peygambere îman etmediler).
Kaf.(1) Şerefli Kur'ân'a yemîn olsun ki (Mekke kâfirleri Muhammed'e îmân etmediler)!
(1)Bakınız; (Bakara Sûresi, sahîfe 1, hâşiye 1)
Kaf. Şanlı Kur’an’a yemin olsun ki,
Kaf. Şanlı, şerefli Kur/an hak/kı için, (onlar sana inanmadılar) [²]
[1] Mekke'de nâzil olmuş (45) âyettir.[2] Veya bu Kur'an bir mûcizedir. Veya sana Kur'an'ı indirdik.
Kaf. Azamet sahibi Kur'an'a andolsun (ki sen peygamberlerdensin).
(Mekke’de nazil olmuştur ve 45 ayettir. “Kaf” harfi ile başladığı için bu adı almıştır.)
Kâf! Dinle, ey insanoğlu! İşte böyle harflerden meydana gelen fakat bütün insanların bir benzerini yapmakta acze düştükleri eşsiz bir mucize olan şanlı Kur’an’a yemin olsun ki, hepiniz öldükten sonra yeniden diriltilecek ve büyük mahkemede yargılanacaksınız!
Mekke döneminin dördüncü yılında, Mürselat sûresinden sonra indirilmiştir. Adını, ilk ayetinin başındaki “Kâf” harfinden almıştır. 45 ayettir.
KAÂF!
Şereflendiren Kur’ân’a and olsun ki;
Kâf Şu şerefli Kur’an’a yemin olsun1 ki;
1 (وَالْقُرْاٰنِ) kelimesinin önündeki (و) harf-i kasem yani yemin bildiren bir harf-i cerr’dir ve “yemin olsun” diye tercüme edilir. Bilgiçlik taslayarak Kur’an’ın metnine müdahaleyi adet haline getirenlerin bu kasem harfine “değerini bilin” diye anlam vermeleri olsa olsa ortaya yeni bir Kur’an koymanın provasıdır.
Kâf. 1 DÜŞÜN bu yüce ve özlü Kur’an'ı!
Kâf, Bu şanlı şerefli olan Kuran’ın değerini bilin! 56/77, 85/21
Kâf![4657] BU şanlı-şerefli[4658] Kur’an’ın değerini bilin![4659]
[4657] Mukatta’ât hakkında ayrıntılı bir tahlil için nüzul sürecinde ilk geçtiği
68:1’in 1 nolu notuna bakınız.
[4658] Hem özünde şerefli olan ve hem de hayatını onunla inşâ edene şeref ve onur katan...
[4659] Mukatta‘âttan sonra gelen ve cevabı olmayan vav’ları bu şekildeki çevirimizin gerekçesi için bkz:
43:2, not 2. Bu sûre ile Sâd sûresi, iniş yılları farklı olsa da giriş ve konu itibarıyla benzerlik ve tamamlayıcılığa sahiptir. Sâd sûresi tevhide, bu sûre âhirete ilişkindir.
Kâf. Ve bereketi pek ziyâde olan Kur'an hakkı için. Habibim! O kâfirler, seni tasdik etmediler.
Kâf. Şanlı şerefli Kur'ân hakkı için.
Kaf. Zikir'li (uyarıcı, şerefli) Kur'an'a andolsun,
KAF! Bu şanlı Kuran önemlidir.
Kâf, şerefli Kur'an'a and olsun,
Kaf. Şerefi pek yüce olan Kur'ân'a and olsun.
Kâf. Şanı yüce, ilahî cömertlikle dolu Kur'an'a yemin olsun ki,
ķaaf ya'nį tamām oldı iş yā ŧaġ adı. daħı ķur’ān ḥaķķı-y-içün ululıķlu...
Ḳur’ān ḥaḳḳı‐çun ki ol ẕāt‐ı ilāhī mecd ve şeref ṣāḥibidir bir çoḳ ḳādir ve ḳayyūmgibi āsumānnıñ miftāḥıdur.
Qaf! (Ya Peyğəmbər!) Şanlı Qur’ana and olsun (ki, Məkkə müşrikləri sənə iman gətirmədilər)!
Qaf. By the glorious Qur’an,
Qaf:(4939) By the Glorious(4940) Qur´an (Thou art Allah.s Messenger..*
4939 This is an Abbreviated Letter. For Abbreviated letters generally, see Appendix I. This particular Abbreviated Letter Qaf occurs only here as a single letter, and in combination at the beginning of S. 42, where I was unable to explain the full combination. Here the Qaf is taken by several Commentators to represent Qudiya al Amr, "the matter has been decreed," with reference to the eschatological trend of the Surah. Allah knows best. 4940 Majid (translated "Glorious") is one of the beautiful appellations of the Qur'an. Its glory is that of the rising sun: the more it rises on your mental and spiritual horizon, the more you are lost in admiration of its glory. Its meanings are manifest and inexhaustible. The greater your experience, the more light is your spiritual eye able to bear. And in that glory is a beauty that none can tell who has not experienced it in his soul. It is itself the proof of the mission of the Prophet.