Bu ayet Hafs Mushafı sırasına göre baştan
5164, sondan
1073. ayet;
61. sure ve bu surenin
1. ayetidir. Bu ayetin kelime sayisi
11, harf sayısı
42 ve toplam ebced değeri ise
2224 olarak hesaplanmıştır. Bu ayetle aynı/benzer
1 ayet daha bulunmaktadır. Bunlar;
59:1 ayetleridir.
سبح لله ما في السموات وما في الارض وهو العزيز الحكيم
سبحللهمافيالسمواتومافيالارضوهوالعزيزالحكيم
Sebbeha li(A)llâhi mâ fî-ssemâvâti vemâ fî-l-ard(i)(s) ve huve-l’azîzu-lhakîm(u)
Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Tesbîh terimi kısaca, bir yandan şuurlu varlıkların iradî olarak Allah Teâlâ’nın her türlü noksanlıktan uzak olduğunu söz ve davranışlarla ortaya koymaları (tenzih), diğer yandan da evrendeki bütün varlıkların ilâhî yasalara zorunlu olarak boyun eğip O’nun hükümranlığını itiraf etmeleri anlamına gelir (ayrıca bk. İsrâ
17:44).
Göklerde ne var, yerde ne varsa Allah’ı [tesbih] eder (yüceltir). O güçlüdür, doğru hüküm verendir.
Göklerde ve yerde bulunanların tümü Allah'ı tesbih etmektedir/anmaktadır. O güçlüdür; hikmet sahibidir. [634]
[634] Saff sûresi hakkında genel bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XIX, 235.
Göklerde ve yerde olanlar, Allah'ı tesbih¹ ederler. O, Mutlak Üstün Olan'dır ve En Doğru Hüküm Veren'dir.
1- Allah'ın, her türlü noksanlıktan arınık, bütün mükemmel niteliklere sahip olduğunu bilmek; Allah'ı kendisine özgü nitelikleri ile tanımak ve tanıtmak demektir.
Göklerde olanlar da, yeryüzünde olanlar da (hepsi ve her şey) Allah'ı tesbih etmektedir. (Her şey yaratılış gayesine uygun olarak hareket, hizmet ve tabii ibadet halindedir.) O (Allah) Azîz’dir (asla yenilmeyen ve baş edilmeyen güç ve şeref sahibidir), Hakîm’dir (her şeye hükmetmektedir ve her işini hikmetle=üstün bilgelikle yürütmektedir).
Tenzih eder Allah'ı, ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde ve odur üstün, hüküm ve hikmet sahibi.
Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah'ın sınırsız şanını yüceltir. Çünkü mağlup olmayan güç O'nundur ve yaptığı herşeyi yerli yerince yapandır O.
Sûre başında, iman edenlere seslenerek söylediklerinin aksine davrananların Allah’ın gazabını kazanacakları bildirilip, Allah’ın kendi yolunda saf saf çarpışanları sevdiği açıklanmıştır. Müslümanların pey-gamberlerine nasıl davranmaları gerektiğini de anlatan sûre, yahudi ve münafıkların Allah’ın nurunu söndür-meleri için yaptıkları uğraşıların başarısız kalacağı bildirilmekte, dünya ve ahiret başarısının Allah yolunda mal ve can ile cihaddan geçtiği bildirilip, mü’minlerin peygambere yardım ederek Allah’ın rızasını kazana-cakları da hatırlatılmaktadır. Sûreye Havariyyûn adı da verilir.
Göklerdeki varlıkların ve imkânların ve yerdeki varlıkların ve imkânların tamamı Allah'ın koyduğu düzen içinde görevlerini yaparak Allah'ı tesbih ve zikrediyorlar. O kudretlidir, hikmet sahibi ve hükümrandır.
Göklerde ne varsa, yerde ne varsa Allah'ı tesbih etmektedir. O, yücedir, hikmet sahibidir.
Göklerde ve yerde olanların tümü Allah'ı tesbih etmiştir. O üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.
Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah'ı tesbîh etmekte... O, Azîz'dir, Hakîm'dir.
Göklerdeki ve yerdeki her şey, Allah’ı tesbih ediyor. (O’nun kusursuzluğunu ilan ediyor.) O, üstün güç sahibidir, her şeyi yerli yerinde yapandır.
Göklerde, yerde bulunan her şey, Allaha tespih eder O emredir, O bilge
Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ı tesbih eder (O'nun verdiği vazifeyi icra ederek O'na karşı sorumluluğunu yerine getirir). O, mutlak galiptir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Göklerde olanlar da yerde olanlar da Allah'ı tesbih ederler. O, güçlüdür, Hakim'dir.
Göklerde ve yerdekilerin hepsi Allah'ı tesbih eder. O, üstündür, hikmet sahibidir.
Göklerde ve yerde olanlar ALLAH'ı yüceltir. O, Üstündür, Bilgedir.
Göklerdekilerin ve yerdekilerin hepsi Allah'ı tesbih eder. O, üstündür, hikmet sahibidir.
Tesbih etmekte Allah için Göklerdeki ve Yerdeki, o öyle azîz öyle hakîm
Göklerde ne var, yerde ne varsa (hepsi) Allâhı tesbîh (ve tenzîh) etmekdedir. O, gaalib-i mutlakdır, yegâne hukûm ve hikmet saahibidir.
Göklerde ne var, yerde ne varsa Allah'ı tesbîh etmektedir. O, Azîz (kudreti dâimâüstün gelen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.
Göklerde ve yerde olanlar Allah’ı yücelterek tesbih ederler. O, en güçlü olan ve her şeyin hükmünü verendir.
Göklerde ve yerde olan her şey Allah/ı tenzih eder. O, yegâne galiptir, hâkimdir.
[3] Medine'de nâzil olmuş (14) âyettir.
Göklerde ve yerde olanların tümü Allah'ı tesbih etmiştir. O üstün güç sahibidir, hikmet sahibidir.
(Medine’de nazil olmuştur ve 14 ayettir. Adını, müminlerin saf tutarak Allah yolunda savaştıklarını bildiren 4. ayetten almıştır.)
Göklerde ve yerde bulunan bütün varlıklar, dâimâ Allah’ın sınırsız kudret ve azametini övgüyle anarak yüceltmektedir. Şu muhteşem kâinat nizamı içerisinde yer alan her şey, kendisini yaratan Allahû Teâlâ’nın her türlü kusur ve noksanlıktan uzak olduğunu haykırmakta, O’nun sonsuz ilim, kudret, merhamet, hikmet, iyilik, adâlet ve benzeri sıfatlarını gözler önüne sermektedir. Eğer çevrenizdeki varlıklara ibret nazarıyla bakacak olursanız, her zerresinin Allah’ı zikrettiğini duyacak, göreceksiniz. Gerçekten O, sonsuz kudret ve hikmet sahibidir. Asla yersiz ve gereksiz hüküm vermeyen ve hükmüne karşı konulamayan Yüce Yaratıcıdır.
Medîne’de, Uhud savaşından sonra, muhtemelen hicretin dördüncü yılında indirilmiştir. Adını, dördüncü ayetinde geçen ve birbirlerine kenetlenmiş müminlerin, Allah yolunda “saflar hâlinde” mücâdelesini anlatan “saffen” kelimesinden almıştır. 14 ayettir.
Yer’dekiler ve Gökler’dekiler Allah’ı tesbih etti.
Azîz Hakîm O’dur.
Göklerde ve yerde olan her şey, Allah’ı tesbih1 etmektedir. Zîrâ O çok güçlüdür, hüküm (ve hikmet) sahibidir.
1 Konuyla ilgili olarak Bk. (Hadid:1, Haşr:1)
GÖKLERDE ve yerde ne varsa tümü Allah'ın sınırsız şanını yüceltir: çünkü yalnız O'dur kudret ve hikmet sahibi!
Göklerde ne varsa yerde ne varsa hepsi de Allah’ın koyduğu yasaya boyun eğdiler ve ona göre hareket ettiler. Zira O’dur mutlak kudret ve güç sahibi ve her hükmü doğru olan. 7/206, 16/49
GÖKLERDE olan her şey ve yerde olan her şey Allah adına hareket ettiler (de, bu kozmik düzen öyle oluştu):[5075] zira O’dur her işinde tek mükemmel olan, her hükmünde tam isabet kaydeden O’dur.[5076]
[5075] Zımnen, “Söylem-eylem çelişkisine düşen ey mü’minler! Allah adına hareket eden hiç böyle yapar mı?” îmâsını içerir gibidir. Aynı ibâre ve tesbih hakkında
59:1 not 2.
[5076] Aziz ve Hakîm isimlerinin bu bağlamdaki zımnî açılımlarıyla ilgili bkz.
59:1, not 2.
Göklerde ne varsa ve yerde ne varsa Allah için tesbihte bulunmuştur. Ve O azîzdir, hakîmdir.
Göklerde ne var, yerde ne varsa Allah'ı tesbih ve tenzih eder. O azîzdir, hakîmdir (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir).
Allah’ın eksiklerden münezzeh, hiçbir şeye ve kimseye muhtaç olmadığı hatırlatılıyor. Böylece bu sûre boyunca emredilen cihad ve tebliğin faydasının insanlara raci olup Allah’a bir fayda vermesinin sözkonusu olmadığı vurgulanıyor.
Göklerde ve yerde bulunanların hepsi Allah'ı tesbih etmiştir. O üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir.
Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’a boyun eğer. Daima üstün ve bütün kararları doğru olan O’dur.
Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ı tesbih eder. O, güçlüdür, hakimdir.
Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ı tesbih eder. Onun kudreti herşeye üstündür ve hikmeti herşeyi kuşatır.
Göklerde ne var, yerde ne varsa Allah'ı tespih etmiştir. Azîz'dir O, Hakîm'dir.
tesbįḥ eyledi Tañrı’ya ol kim göklerdedür daħı ol kim yirdedür. daħı ol beñdeşsüzdür dürüst işlü dürüst sözlü.
Tesbīḥ eyledi Tañrıya gökler ve yirler ehli daḫı. Ol ġālibdür, ḥikmetlerissidür.
Göylərdə və yerdə nə varsa, (hamısı, bütün məxluqat) Allahı təqdis edib şə’ninə tə’riflər deyər. O, yenilməz qüvvət sahibi, hikmət sahibidir!
All that is in the heavens and all that is in the earth glorifieth Allah, and He is the Mighty, the Wise.
Whatever is(5431) in the heavens and on earth, let it declare the Praises and Glory of Allah. for He is the Exalted in Might, the Wise.*
5431 This verse is identical with
59:1. The latter illustrated the theme of the wonderful working of Allah's providence in defeating the wiles of His enemies. Here the same theme is illustrated by showing the need of unshaken discipline if we are to receive the help of Allah.