Bu ayet Hafs Mushafı sırasına göre baştan 6139, sondan 98. ayet; 99. sure ve bu surenin 1. ayetidir. Bu ayetin kelime sayisi 4, harf sayısı 20 ve toplam ebced değeri ise 2289 olarak hesaplanmıştır.
İżâ zulzileti-l-ardu zilzâlehâ
1,2,3. Yeryüzü kendine has bir sarsıntıya uğratıldığı, içindekileri dışarıya çıkarıp attığı ve insan, “Ona ne oluyor?” dediği zaman,
Kıyamet gününün ne kadar dehşet verici bir gün olduğu ve o sırada nelerin meydana geleceği anlatılarak insanların o gün için hazırlık yapmaları gerektiğine dikkat çekilmektedir. Başka âyetlerde anlatıldığı üzere kıyamet kopacağı gün sûrun birinci defa üflenmesiyle yerküresinde şiddetli sarsıntılar meydana gelecek ve dağlar yerlerinden kopup savrulacak, yeryüzünde yıkılmayan hiçbir şey kalmayacaktır (krş. Kehf
18:47; Tâhâ
20:101-107). Çünkü “kıyamet sarsıntısı gerçekten çok büyük bir olaydır” (Hac
22:1). 2. Âyette belirtilen “yerin ağırlıklarını dışarı atması” ile ne kastedildiği hususunda öne çıkan açıklamalar şunlardır: a) Kabirlerdeki ölülerin dirilip dışarı çıkması; b) Yer altındaki madenler, gazlar, ve lâvların dışarı çıkması. Müfessirler yerin ağırlıklarını dışarı çıkarması olayının sûrun ikinci defa üflenmesiyle gerçekleşeceğini söylemişlerdir. Yerkürede meydana gelen bu dehşet verici olayları gören insan, “Ne oluyor buna!” diyerek korku ve şaşkınlığını ifade eder. Çünkü daha önce bu derecede şiddetli bir sarsıntı görülmemiştir.
“O gün yer, rabbinin ona vahyettiği şekilde bütün haberlerini anlatır.” meâlindeki 4-5. âyetler başlıca üç şekilde yorumlanmıştır: a) Allah yere bir çeşit konuşma ve anlatma yeteneği verir, o da üzerinde olup bitenleri ve kimin ne yaptığını açık açık anlatır. Nitekim bir hadiste kıyamet gününde arzın dile gelerek konuşacağı bildirilmiştir (İbn Mâce, “Zühd”, 31). b) O gün Allah’ın hükmü uyarınca arz, üstünde olup bitenleri tek tek sayıp dökercesine insanların orada yaptıkları her şeyi açığa çıkarır. c) Yer, o büyük sarsıntıyla âdeta dünyanın son bulduğunu ve âhiretin geldiğini haber verir (Râzî, XXXII, 59). Sonuçta önemli olan arzın gerçek anlamda konuşup konuşmaması değil, dünya hayatının bittiğini ve herkesin neler yaptığını açık açık ortaya koyması ve artık orada hiçbir şeyin saklı gizli kalmayacak olmasıdır. Âyetin bunu anlatmaktan maksadı ise insanların bu gerçeği göz önüne alarak o gün arzın kendisi hakkında iyi şeyler söylemesini sağlayacak bir hayat yaşamalarıdır.
Yer, şiddetli sarsıntısıyla sarsıldığında,
1,2,3. Yerküre o korkunç sarsıntı ile sarsıldığı; yer, ağırlıklarını çıkardığı ve insan, “Ona ne oluyor?” dediği zaman! [790][791]
[790] Zilzâl sûresi hakkında genel bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XXI, 281.[791] Kıyamet ve ahirette yaşanacaklar hakkında bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XXI, 283-288.
Yeryüzü şiddetli sarsıntı ile sarsıldığı zaman,
Yer (Dünya), o şiddetli sarsıntısıyla sarsıldığı,
Yeryüzü, şiddetli bir depremle sarsılınca.
Yeryüzü şiddetli bir depremle sarsılınca
Yer şiddetli bir depremle sarsıldığı zaman, haberlerini anlatır.
Yer şiddetli sarsıntısıyla sarsıldığı zaman,
Yer, o şiddetli sarsıntısıyla sarsıldığı,
Arz, şiddetli sarsıntısı ile sarsıldığı;
Yer, büyük bir deprem ile sarsıldığı
Büyük bir depremle yer sarsılınca
Yeryüzü, şiddetli sarsıntı ile sarsıldığı,
1,2,3. Yer dehşetle sarsıldıkça sarsıldığı, yeryüzü ağırlıklarını dışarıya çıkardığı ve insanın: "Buna ne oluyor?" dediği zaman;
1, 2, 3, 4, 5. Yerküre kendine has sarsıntısıyla sallandığı, toprak ağırlıklarını dışarı çıkardığı ve insan «Ne oluyor buna!» dediği vakit, işte o gün (yer) Rabbinin ona bildirmesiyle bütün haberlerini anlatır.
Yerin korkunç bir depremle sarsıldığı,
Yer o yaman sarsıntı ile sarsıldığı,
Arz o sarsıntısiyle sarsıldığı
Yer, kendisine âid şiddetli bir sarsıntı ile zelzeleye uğratıldığı zaman,
1,2,3. Yer, (o şiddetli) zilzâl'iyle (sarsıntısıyla) sarsıldığı; yeryüzü, ağırlıklarını(dışarıya) çıkardığı ve insan: “Buna ne oluyor?” dediği zaman!
Yer sarsıldıkça sarsıldığı zaman.
Yer, kendisine mahsus bir sarsıntıyle sallandığı zaman,
[1] Medine'de nâzil olmuş (8) âyettir.
Yer, o şiddetli sarsıntıyla sarsıldığı.
(Deprem demek olan “zilzâl”, surenin ilk ayetinde geçer. Nisa suresinden sonra Medine’de nazil olmuştur ve 8 ayettir. Kıyametin kopmasından, insanların yeniden dirilip hesap vermelerinden ve herkesin ettiğini bulacağından bahseder.)
Yeryüzü, müthiş bir depremle arka arkaya sarsıldığı;
Bu sûrenin konusu ve üslubundan, Mekke’de nazil olduğu anlaşılmaktadır. Adını, “yeryüzünün büyük bir sarsıntıyla sarsılacağının” anlatıldığı birinci ayetinden almıştır. “Zelzele” adıyla da bilinen sûre, 8 ayettir.
Arz / Yer, SARSINTI ile sarsıldığı zaman,
1,2. Yeryüzü, bütün şiddetiyle sarsıldığı1 ve yeryüzünün ağırlıklarını2 çıkarıp attığı zaman.
1 Yerin o, zelzelesi yani yerin, hareketi dediğimiz zangır zangır sarsıntısıdır. (زُلْزِلَتْ) fiili meçhul siygada kullanıldığı için yer bu sarsıntıyı kendisi değil, Allahu Teâlâ yapacaktır. Ayrıca buradaki (الْاَرْضُ) ma’rife olduğu için bu yer bizim bildiğimiz, üzerinde ikamet ettiğimiz “yeryüzüdür.” (زِلْزَال) kelimesi ise mutlak mef’ul olarak manayı te’kid için gelmiştir. Bütün bunlar, yerin mümkün olabilen bütün şiddet ve dehşetiyle sarsıntısına işarettir ki, maksat, Hacc sûresinde geçtiği üzere, “Ey insanlar! Rabbinize (karşı günâha girmekten) sakının, çünkü kıyametin sarsıntısı gerçekten çok büyük bir şeydir.” (Hacc: 1) Vakıa Sûresi'nde ve daha birçok sûrelerde: “Yer, yerinden oynadığı, dağlar ufalanarak toz duman olup, havada uçuştuğu zaman.” (Vakıa: 4-6) gibi âyetlerle açıklanmış ve haber verilmiş olan kıyamet depremidir. 2 Bu ağırlıklar: kabirlerindeki ölüler, içerisindeki hazineler yani yeryüzünde o güne kadar gizli kalan her şey olabilir.
YER, o [son] müthiş sarsıntı ile sarsıldığında,
Yeryüzü müthiş bir sarsıntı ile sarsıldığı zaman. 22/1-2, 73/17
YERYÜZÜ (ânîden) korkunç[5848] bir depremle sarsıldığı[5849] zaman,[5850]
[5848] Olayın dehşetini artıran dört unsur var: 1) İzâ zarfı, 2) “hareket” ifade eden zellin mudaaf kipiyle gelmesi, 3) zilzâlehânın mutlak mef’ul olması, 4) depremin yeri gösteren zamire izafe edilerek yeryüzünün çapı ve cüssesiyle orantılı olacağına işaret edilmesi. Bu belağat karşısında dilin alnı secdeye gelse yeridir.
[5849] Öznesiz gelmesinin zımnî mesajı şudur: Olay o kadar dehşetli ki, olayın dehşetinden “kim yaptı” sorusunu bile soramayacaksın! Son Saat, kıyamet ve hesap ile ilgili tüm âyetlerde faile değil fiile vurgu vardır. Bu yüzden ya meçhul ya da mutavaat kalıbıyla gelir. Bu üslûptan şu sonuçlar çıkarılabilir: 1) Olay ansızın vuku bulacak. 2) Olaylar kevn ve fesat yasaları gereği kendi iç dinamikleriyle gerçekleşecek. 3) Kıyameti tetikleyen olaylar zincirinin başlamasında insan gibi irade sahibi öznelerin yaptıkları da etkili olacak.
[5850] Doğrudan gelecek zaman yerine, geçmiş zaman kipine iza edatıyla gelecek zaman vurgusu kazandırılmıştır. Bu “geçmişte gerçekleşenin gelecekte yineleneceği” yananlamını içerir (Krş:
21:30).
Vaktâ ki, yer kendisine ait şiddetli bir zelzele ile sarsılır.
Yer o müthiş depremiyle sarsıldığı zaman. . .
Yer o yaman sarsıntı ile sarsıldığı,
Yer, bütün şiddetiyle sarsılınca
[*] "Ey insanlar! Rabbinizden çekinin; o saatin sarsıntısı büyük bir şeydir. Onu göreceğiniz gün yavrusunu emzirenler emzirdiğinden geçer ve hamileler düşük yaparlar. İnsanları sarhoş görürsün; sarhoş değillerdir ama Allahın azabı şiddetlidir." (Hac
22:1-2)
Yer, tam bir sarsıntı ile sarsıldığı zaman.
Yer o müthiş sarsıntısıyla sarsıldığında,
Yerküre, o sarsıntıyla sarsıldığı zaman,
ķaçan depredinildi yir depretmegi.
Ḳaçan yir deprense, ol deprenmegi ki ‘ālemi ḫarāb ider,
Yer özünə məxsus bir şiddətlə lərzəyə gəlib titrəyəcəyi zaman;
When Earth is shaken with her (final) earthquake
When the earth is shaken to her (utmost) convulsion,(6235)*
6235 To the ordinary human observer a violent earthquake is a terrifying phenomenon, in its suddenness, in its mysterious origin, and in its power to destroy and uproot the strongest buildings and to bring up strange materials from the bowels of the earth. The Overwhelming Event (S. 88) which ushers in the Judgement will be a bigger and more far-reaching convulsion than any earthquakes that we know. And yet the incidents of earthquakes may give us some idea of that supreme world-shaking Event.